Mersin’de sivil polislerin hırsızlık kuşkusuyla durdurup gözaltına almak istediği Lise öğrencisi F.K., polis şiddetine uğradığını ileri sürdü. Polis olmadığından kuşkulanınca araca binmemek için direnen lise öğrencisi, hakaret edilerek asfaltta sürüklendi. Olayla bir ilgisi olmadığı anlaşılınca, “Pardon, özür dileriz” denilerek özgür bırakılan F.K. hem savcılık hem de CİMER üzerinden şikâyetçi oldu.
Lise 1’inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki F.K., geçen çarşamba saat 14:00 sıralarında Faziletli ilçesi Hastane Caddesi üzerinde bulunan bir markete gitti.
“SEN HIRSIZ BARAN’SIN”
Liseli genç marketten dönerken apansız önünde duran sivil bir araçtan inen ve kendilerinin polis olduğunu söyleyen 3 kişinin saldırısına uğradı. “Sen Baran’sın, ayakkabı çaldın” denilerek, gözaltına alınmak istenen lise öğrencisi, kaçırılacağını düşünerek direndi.
Liseli gencin, “Kimliğinizi gösterin polis olduğunuza inanayım” demesine aldırış etmediği öne sürülen 3 sivil polis asfalt yere yatırıp üzerine çullandıkları genci sürükleyerek araca zorla bindirdi. Bu sırada, her iki bacağının diz hizasında yaralanıp, sıkılan boynunda morluk oluşarak kanlar içinde kalan genç, polis merkezine götürüldü.
POLİS MERKEZİNDE KÜFÜRLÜ ŞİDDET İDDİASI
Götürüldüğü polis merkezinde ise kendisine gözaltına alan 3 polisten birinin ağır küfürlü hakaretine uğradığı öne sürülen F.K.’nın, ortadan yaklaşık yarım saat geçtikten sonra hatasız olduğu ortaya çıktı. Liseli gencin verdiği bilgiler üzerine yapılan araştırmada, Baran olarak aranan hırsızlık zanlısı olmadığı saptandı.
ÖZÜR DİLEDİLER
Polis merkezinden hırsızlık olayı ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılan F.K’nın ailesi aranarak bilgi verildi. Polisler, aile fertlerinden de özür dileyerek, aranan bir hırsıza çok benzediği için kendisini gözaltına aldıklarını söyleyip onlardan da özür dilediler. Aile ise özrü kabul etmedi.
“BENİ KAÇIRACAKLARINI SANDIM”
Yaşadığı olay nedeniyle ağır travma geçiren ve ruhsal dayanak alan F.K., yaşadıklarını SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
“Bir anda sivil giysili 3 kişi önümü kesip, “Sen Baran’sın, hırsızlık yaptın” dediler. Ben tekraren Baran olmadığımı anlatmama karşın beni dinlemediler. Asfalta yatırıp, sürüklemeye başladılar.
O anda makûs niyetli bireylerce kaçırılacağımı düşünüp bağırmaya başladım. ‘Polisseniz kimliğinizi gösterin’ dememe karşın kimlik göstermediler. Boğazım sıkıldığı ve yerlerde sürüklendiğim için her iki bacağım kanlar içinde kaldı.
Merkeze götürülünce polis olduklarını anlayıp rahatladım. Merkezde beni sürükleyen 3 polisten biri bana ve aileme çok ağır küfürler etti. Ortadan, kısa bir müddet sonra da hatasız olduğum ve hırsızlıktan aranan Baran olmadığım ortaya çıktı.
Bunun üzerine üçü de yanıma gelerek, “Pardon kusura bakma, sen Baran değilmişsin, senden özür diliyoruz’ dediler. Lakin, ben onların özrünü kabul etmiyorum, bana yaşattıklarının cezasını çekmelerini istiyorum.”
CİMER VE SAVCILIĞA ŞİKAYET EDİLDİ
Olaya karışan polislerin iş yerine giderek liseli gençten ve ailesinden özür dilemesini kabul etmeyen aile hem Cumhuriyet Savcılığı ve Cumhurbaşkanlığı İrtibat Merkezi(CİMER) üzerinden şikayetçi oldu. CİMER üzerinden yapılan müracaatın sonuç kısmında ise şu sözler yer aldı:
“Biz bu ülkede polisimize güvenmeyecek miyiz? Markete gönderilmiş bir çocuk ve darp edilmiş bacakları bandajlı boynu mosmor bir biçimde geri gelmiş bir çocuk.
Bu kadar huzursuz ve hudutlu olmamızın nedenini bir nebze anladığınızı düşünüyorum. 14 yaşında ve ergenlik periyodunda en büyük tramvasını yaşadı. Bozulan psikolojisinin hesabını kim verecek? Bu olaya karışan polislerden davacıyız.”