Ertuğrul Özkök
MÜSLÜMAN MAHALLENİN HOCASI RAMAZININ BİRİNCİ GÜNÜ NİHAT HOCA’DAN NE FETVASI İSTEDİ
Mübarek Ramazan başladı.
Ama nedense bu yıl, Londra’nın Picadilly Meydanının mahyalara benzeyen biçimde ışıklandırılması dışında bir heyecan yok.
En sessiz Ramazan başlıyor…
Oysa bir vakitler Ramazan’ın daha birinci gününden itibaren bilhassa televizyonlarımızda ne eğlenceli sohbetler izlerdik.
Ne sorular sorulurdu.
NİHAT HOCA’NIN TİK TOK FENOMENİ OLUP İSLAM TARİHİNE GEÇEN MEŞHUR CEVABI
Mesela Ramazan aylarının süperstarı Nihat Hatipoğlu Hoca’ya sorulan sorular:
“Sakız çiğnemek orucu bozar mı, denize girmek orucu bozar mı, iğne yaptırmak orucu bozar mı hocam“
Tabii ki Tik Tok fenomeni olan o meşhur soru:
“Ablam ölmüş babam ismine Hacca gidebilir mi…”
Tabi ki Nihat Hoca’nın Tik Tok fenomeni haline gelip, bir mahya üzere hafızamıza asılan meşhur yanıtı:
“Ölmüş babanız yaşıyor mu?”
EY MÜSLÜMAN MAHALLENİN KİBİRLİ MÜNEVVERİ HALA YAŞIYOR MUSUN
Bugün birebir soruyu ben de sorayım…
Müslüman Mahallenin bir vakitler yeri göğü inleten o “Kibir abidesi” münevverleri, hocaları neredesiniz…
Ey Müslüman mahallesi…
Ölmüş münevverleriniz yaşıyor mu…
Hadi ses verin ve süperstar Nihat Hoca’ya siz de aklınıza takılan soruları sorun.
AHMET HOCANIN BUGÜNKÜ YAZISININ BAŞLIĞINDAKİ SORU
Öteki hocaların, Ramazan’ın birinci gününde ne sorduklarını bilmiyoruz.
Ama o mahallenin çok saygın ve prestijli bir diğer hocası var ki…
Adı Ahmet Taşgetiren…
Dün Karar Gazetesindeki köşesini açtım…
Ve orada Ramazanın birinci günü onun sorduğu soruyu heceleyerek(Böyle daha tesirli oluyor) söz kelime okudum.
Aynen şöyleydi:
“Kul Hakkı Yemek Orucu Bozar mı…”
Sondaki “mı”yı” biraz daha uzatarak okursanız tesiri daha da artıyor.
MÜTEDEYYİN ARKADAŞIM ‘MÜSLÜMAN MAHALLESİNE BURNUNU’ SOKMA DER
Mütedeyyin arkadaşlarım yıllardır bana “Müslüman mahallesinin işine burnunu sokma” tavsiyesinde bulunur, ben de onları dinlerim.
O nedenle, başlığı verdikten sonra ortadan çekiliyor ve sizi o mahallenin en prestijli insanlarından biri olan Ahmet Taşgetiren’in, Ramazan’ın birinci günü oruçlu ağzı ile bugün, inançlı Müslümanlara sorduğu sorularla baş başa bırakıyorum.
BEN DE NİHAT HOCAYA “FORWARD” EDİYORUM
O bu soruları bütün Müslümanlara soruyor…Ben de alıp Nihat Hoca’ya forward ediyorum…
Ramazan ayında programdan programa koşuyor, çok meşgul tahminen görmemiştir…
İşte o sorular:
KAMU MALINA KONMAK, EŞİNİ DÖVMEK, İHALEYE FESAT ORUCU BOZAR MI
(*) “Mesela bütün toplumun hakkı bulunduğu için “kamu malı” diye nitelenen bir şeyi haksız yere ele geçirmek, kullanmak orucu bozar mı?”
(*) “İhaleye fesat karıştırmak ve birilerine haksız çıkar sağlamak mesela…”
(*) “Trafik kuralını ihlal etmek mesela…”
(*) “Eşini dövmek, hakaret etmek mesela…”
SOSYAL MEDYADA TROLLÜK
YAPMAK, İFTİRA ATMAK BOZAR MI
(*) “Sosyal medyada bir insan hakkında iftira atmak, “harp hiledir” mantığıyla her türlü bilgiyi paylaşmak mesela.”
(*) “Devletin birilerinden topladığı paraları KKM diye birilerine aktarması mesela…”
GÖZ KAŞ İŞARETİYLE HAYSİYET CELLATLIĞI YAPMAK BOZAR MI
(*) “Siyaseten hareketli günler yaşıyoruz. “Bu süreçte her şey normal” diyerek yanlışsız mu palavra mı olduğuna bakmaksızın rakiplerin haysiyetini rencide edici kelamlar söylemek mesela…”
(*) “Kur’an’ın tabiriyle “Göz kaş işaretiyle bile olsa birisiyle alay etmek”mesela…”
MÜLAKATTA HAK YEMEK, AKRABAYA EŞE DOSTA, PARTİLİYE İŞİ VERMEK
(*) “Mülakatta hak yemek mesela…”
(*) “Rakiplerimiz için hata üretmek, mahkemeleri rakiplerimizi tasfiye etmek için kullanmak, yargı yetkisini kullanıyorsak, haksızlıklara araç haline gelmek mesela…
Ne dersiniz, bunlar orucu bozar mı?”
Ahmet Taşgetiren Hoca sordu, ben de Nihat Hatipoğlu Hocadan televizyondaki o lezzetli sohbetlerinde karşılık vermesini diliyorum.
Hocam soruları ölmüş merhum babam değil, Ahmet Hoca soruyor…
HAZIR DİNDAR MAHALLESİNE GELMİŞKEN BİRAZ DOLAŞAYIM
Bir vakitler Hürriyet’in Müslüman Mahallesinin dedikodularını yazan çok eğlenceli bir müellifi vardı.
Ahmet Arsan…
Sonradan bıraktı gitti ve unutuldu.
Oysa çok keyifle okuyordum ve iki mahalleyi birbirine yaklaştıracak bir karakteri vardı.
Ramazanın birinci gününde hazır Müslüman mahallesine gelmişken biraz onun boşluğunu doldurayım dedim.
DİNDAR MÜNEVVERİN VAZGEÇTİĞİ KAVRAMLAR
Bugünlerde bu mahalle münevverinin jargonunda büyük bir değişiklik göze çarpıyor.
Bazı kavramlar kadük olmuş durumda.
Mesela “Eski Türkiye” deyimi…
Çünkü “Yeni Türkiye’nin” bu hallerini gördükten sonra o kelamı ağızlarına almak istemiyorlar aşikâr.
Mesela “Beyaz Türk” diye birtakım insanları aşağılama alışkanlığı…
Önceki hafta, Serdar Turgut “Beyaz Türklerin tesiri azalınca artık Türkiye daha mı hoş oldu yani” diye sorunca, o kavram da kadük oldu.
“ALNI SECDEYE VARAN İNSAN” KAVRAMI NE OLDU
Müslümanlar için kullanılan çok hoş bir kelam vardı mesela:
“Alnı secdeye varan…”
Başta FETÖ darbesi olmak üzere, son 7-8 yılda yaşananlar bu hoş sıfatı da yok etti.
Şu an için ellerinde kala kala bir iki söz kaldı:
“Kutsal Dava…”
RAMAZANDANR BİR GÜN EVVEL ‘DAVA’ SÖZÜNÜ ÖLDÜREN SORU
Ancak o tabir de süratle kıymet kaybediyor.?
Mesela Karar Gazetesinde Mehmet Ocaktan’ın dünkü yazısının başlığı “Alnı secdeye değen dindar” yerine yeni bir ‘Dindar’ kimliği çiziyordu:
“Kıblesi Cüzdanına Ayarlı Dindar…”
Ve soruyor:
“Kıblesi Cüzdanına ayarlı dindarın davası olur mu?”
KIBLE VE CÜZDAN BAŞLIĞI İNTERNETTE NE OLDU
Ancak yeniden de mahallelerine karşı hürmette kusur etmiyorlar.
Ocaktan’ın gazetedeki yazısının başlığı buydu ancak internet sitesinde nedense biraz yumuşatmışlar.
Başlık şöyle olmuş:
“Düşman ögeler (!) seçimi kaybederse ‘davamız’ kazanır mı?”
Sansür mü?
Sanmıyorum zira “Kıble ve cüzdanlı” o cümle internetteki yazının içinde motamot kalmış.
Herhalde gazetedeki başlık biraz sert bulundu ki, “Yazının içinde kalsın” denmiş.
Ama bence ikinci hali daha da tesirli olmuş.
Neticede Dindar mahallenin elinde kalan son koz olan “Kutsal dava” da kutsaliyetini kaybetmiş.
Müslüman mahallede Ramazan’ın birinci günü sorulan bu yeni sorular, “Yeni bir Türkiye’nin” habercisi mi, 14 Mayıs’ta göreceğiz…